Genel olarak için de bulunduğumuz çağa da insan hakları ve özürlülükler çağı denmekte. Her ne kadar ihlaller devam etse de bu çağda daha çok hak ve özgürlüklerin arayışları genel anlamıyla amacına ulaşma eğiliminde.
Ülkemizde demokrasinin işleyişi arz talep anlayışına endeksli bir süreçte ilerliyor. Sivil toplum örgütlerinin önemi tam bu noktada ortaya çıkıyor. Birlik ve beraberliğini sağlamış konjonktürü iyi takıp eden örgütler temsil ettiği sivil kitleyi hak arama noktasında iyi sonuçlar doğuruyor.
Bu gün hak ve özgürlükler kadar gelişmişlik ve hizmet alabilirlik organize olmaya, bir araya gelmeye ve bir çekim merkezi oluşturmaya bağlı hale gelmiş. Ya dağınık olup sinik bir toplum olursununuz ya tek yumrul olup ihtiyaçlara çözüm bulma noktasın da güçlü oluruz.
Hep deriz birlik ten kuvvet doğar, Bir elin nesi var iki elin sesi var. Bu anlayışla çekim merkezi oluşturmayı başarmış kitlere her zaman bir adım önde oluyorlar. Kronik sıkıntıları bulunan kitleler ve topluluklarda sinik ve hep geride kalmaya mahkûmdur. Tam bu noktada seçim bizim sivil toplum mu? Sinik toplum Mu?